Türkiye, son haftalarda yaşanan siyasi gelişmelerin ardından ekonomik dalgalanmalarla karşı karşıya kaldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla tutuklanması, ülke genelinde geniş çaplı protestolara yol açtı. Bu gelişmeler, ekonomik göstergelerde ciddi dalgalanmalara neden oldu.
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türk lirası, ABD doları karşısında %12,7 değer kaybederek 42 lira seviyesine geriledi. Bu, liranın şimdiye kadar gördüğü en düşük seviye olarak kaydedildi. Aynı dönemde, Borsa İstanbul 100 endeksi %8,72 düşüşle 10.802 puandan 9.860 puana geriledi. Bu sert düşüş, borsada iki kez devre kesici mekanizmasının devreye girmesine neden oldu.
Merkez Bankası, piyasaları stabilize etmek amacıyla 25 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi. Ancak bu müdahale, faiz oranlarının yükselmesine ve yıl sonu enflasyon beklentilerinin artmasına engel olamadı. Ekonomistler, siyasi istikrarsızlığın devam etmesi halinde yabancı yatırımcı çıkışlarının hızlanabileceği uyarısında bulunuyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaptığı açıklamada, “Kısa vadeli şoklara rağmen Türkiye ekonomisi temelleri sağlam bir yapıya sahiptir” ifadelerini kullandı. Ancak muhalefet partileri, hükümeti “siyasi baskılarla ekonomiyi krize sürüklemekle” suçladı.
Bu gelişmeler, Türkiye’de siyasetin ekonomi üzerindeki doğrudan etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Önümüzdeki haftalarda hükümetin atacağı adımlar, hem piyasalar hem de siyasi atmosfer açısından belirleyici olacak.