Türkiye, 2023–2025 yılları arasında uyuşturucu kaçakçılığına karşı ciddi bir mücadele verirken, yaşanan gelişmeler hem klasik operasyon yöntemlerini hem de yenilikçi stratejileri ortaya koydu. İstanbul Havalimanı’nda 5 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirilen operasyon bu mücadelenin çarpıcı bir örneği oldu. Güvenlik güçleri, 455,2 kilogram kokain ele geçirdi. Sokak değeri 1 milyar Türk lirasını aşan bu miktar, Türkiye’nin uluslararası uyuşturucu ticaretinde önemli bir geçiş noktası olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu olay, yalnızca büyük bir sevkiyatın engellenmesi değil, aynı zamanda kaçakçılığın kaynağının ve rotalarının araştırılması açısından da geniş çaplı bir soruşturmayı beraberinde getirdi. Bu tür büyük yakalamalar, genellikle karmaşık suç ağlarının ve uluslararası bağlantıların ortaya çıkarılmasını sağlar.
Uyuşturucu ile mücadelede yalnızca kolluk kuvvetlerinin operasyonlarıyla sınırlı kalmayan Türkiye, Yeşilay ve Adli Tıp Kurumu’nun ortak çalışmasıyla yeni bir projeye de imza attı. Bu projede, belirli bölgelerdeki uyuşturucu kullanımının yaygınlığını tespit etmek amacıyla atık su analizleri yapılmaya başlandı. Bu yöntem, bireyleri hedef almadan toplum düzeyinde veri sunarak, hangi bölgelerde hangi tür uyuşturucuların daha yoğun kullanıldığını saptamayı mümkün kılıyor. Böylece kamu sağlığına yönelik müdahaleler daha etkili ve odaklı şekilde planlanabiliyor.
Son iki yılda yapılan çok sayıda operasyon, uyuşturucu meselesinin çok yönlü doğasını ortaya koydu. “Narkokapan” operasyonları, Orta Doğu kaynaklı trafikleri, İstanbul’da tutuklanan “Kara Mamba” kod adlı kişi, Şişli’de evlere dağıtım yapan kuryelerin yakalanması, Beşiktaş’ta bir arabanın kaset sistemi içinde uyuşturucu bulunması gibi olaylar bu tabloyu tamamlıyor. SKY ECC gibi şifreli iletişim platformlarının kullanılması, kaçakçıların teknik becerilerini ve organize yapılarla bağlantılarını gözler önüne seriyor.
Ayrıca Bonzai gibi sentetik maddelerin yol açtığı ölümler, çiğ köftenin içine saklanan uyuşturucularla karakola sokulma girişimi ve Deniz Seki gibi ünlülerin karıştığı davalar, uyuşturucu sorununun toplumun her kesimine uzandığını gösteriyor.
Sonuç olarak, uyuşturucu kaçakçılığı Türkiye’de hem ulusal hem uluslararası boyutta ciddi bir tehdit oluştururken, buna karşı yürütülen mücadele de çok boyutlu hale geliyor. Geleneksel operasyonlarla birlikte bilimsel analizler ve sosyal projeler bu çetin savaşta yeni yollar açıyor.
Türkiye’de Uyuşturucu Kaçakçılığı: Havalimanı Baskınlarından Atık Su Analizine Kadar Geniş Cepheli Mücadele
