2014 yılında Cumhurbaşkanı olmasından bu yana Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin dış politikasını şekillendirmede daha iddialı bir rol üstlenmiştir. Erdoğan’ın en önemli adımlarından biri, artan jeopolitik gerilimler arasında Türkiye’nin konumunu dengelemeye çalışması olmuştur. Geçtiğimiz yıl boyunca Türkiye, Ukrayna’daki savaşla ilgili müzakerelerde kilit bir rol oynamaya devam etmiş; hem Rusya hem de NATO müttefikleriyle ilişkilerini dengelemeye çalışmıştır. Erdoğan’ın diplomasisi, Karadeniz tahıl anlaşmasında önemli bir rol oynamış, Ukrayna ve Rusya’dan tahıl ihracatının güvence altına alınmasını sağlamıştır.
Karşılaşılan zorluklara rağmen, Erdoğan’ın dış politikası Türkiye’nin bağımsızlığını vurgulama hedefi taşımış; herhangi bir büyük güç bloğuna doğrudan hizalanmaktan kaçınmıştır. Türkiye’nin Suriye’deki askeri harekâtları ve Libya’daki angajmanı, Erdoğan’ın Türkiye’nin bölgedeki etkisini artırma isteğini göstermektedir. Ancak bu politikalar, muhalefet liderleri ve Batılı müttefiklerden eleştiriler almış; Türkiye’nin bölgesel barışı istikrarsızlaştırmakla suçlanmasına yol açmıştır.
2023 seçimleri yaklaşırken Erdoğan’ın dış politika başarıları ve karşılaştığı zorluklar, ulusal tartışmaların merkezinde yer alacaktır. Politikaları bazı kesimlerce övgüyle karşılanırken, diğerleri Türkiye’nin bu saldırgan tutumunun onu dünya sahnesinde yalnızlaştırabileceğini sorgulamaktadır. Ancak Erdoğan için bu dış politika hamleleri, Türkiye’yi küresel bir oyuncu olarak konumlandırma çabasının temel taşlarını oluşturmaktadır.
